Arşiv 2 Temmuz 2009

Ram Nedir ?

RAM, “Random Access Memory” (Rasgele Erişimli Bellek) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. RAM bilgilerin geçici olarak depolandığı bir hafıza türüdür. Bilgisayarlar genellikle o an üzerinde çalıştıkları programlar ve işlemlerle ilgili bilgileri RAM denen bu hafıza parçasında tutarlar. RAM ve sabit sürücü temel olarak aynı bilgileri saklarlar, ancak işlemcinin RAM’deki bilgilere erişme ve onları işleme hızı, sabit sürücüdeki bilgilere erişme ve onları işleme hızından çok daha büyüktür.

Ne kadar RAM’e ihtiyacım var? RAM ne kadar çok olursa o kadar yüksek performans elde edersiniz. Ancak genel bir prensip olarak, çalıştırmayı planladığınız programların minimum gereksinimlerinin 2 katını satın almak yoluna gidebilirsiniz. Çünkü programlarda belirtilen minimum RAM gereksinimleri, programı en düşük ayarlarla ve en düşük performansla çalıştıracağınız durum için düşünülmüşlerdir. Eğer bilgisayarınızda hızlı çalışmak istiyorsanız, RAM’e yatırım yapmalısınız.

RAM neden bu kadar önemli? Daha önce de belirttiğimiz üzere, bilgisayarın herhangi bir anda meşgul olduğu programlarla ilgili bilgilere hızlı bir şekilde ulaşması önemlidir. RAM miktarı ne kadar çok olursa, işlemci kullandığı bilgilerin o kadar fazla bir miktarını RAM’e yazabilir ve oradan okuyabilir, bu da bilgisayarınızın performansını arttırır.

Monitor Nedir ?

Monitörler bilgisayar ile kullanıcı arasındaki görüntülü iletişimi sağlayan çıkış aygıtlarıdır.

CRT Monitörler
Bir monitörün en önemli parçası çeşitli elektronik devrelerle birlikte CRT (Chatode Ray Tube – Katot Işınlı Tüp) denilen havası boşaltılmış ve ön yüzeyi binlerce fosfor noktacığından (dot) oluşan koni şeklindeki tüptür.

Bu tüpün geniş tarafı dikdörtgen şeklindedir. Diğer dar tarafında ise elektron tabancası bulunur.

Tabanca içerisindeki katot levhaları tel ızgaralar ile ısıtılır ve tüp içerisinde serbestçe dolaşan elektron bulutu oluşturulur. Negatif kutuplandırılan katotlar ile pozitif kutuplandırılan ekranın dış yüzeyi arasında büyük bir gerilim farkı oluşur. Bu durumda katotlarda oluşan elektronlar dış yüzeye doğru fırlar.

Sabit olarak yerleştirilen odaklama elemanları bu elektronları bir araya getirerek bir ışın halinde ekran orta yüzeyinde odaklar. Bu ışını ekranın istenilen taraflarına yönlendirmek için elektron tabancasının etrafında yatay ve dikey saptırma bobinleri bulunur. İşte bu ışının ön yüzeyde gezdirilmesi suretiyle ortaya görüntüler çıkar.

Ekran kartından sinyal geldiği müddetçe bu ışın monitörün sol üst köşesinden başlayarak fosfor ile kaplı ön yüzeyi tarar. Burada fosfor kullanılmasının sebebi son nokta taranıncaya kadar resmi ekranda tutmak içindir.

Elektron demetinin ekranı saniyede kaç defa taradığı ekran kartı tarafından belirlenir. Bu değer saniyede 50 ile 120 arasında değişir. Bu değerler “tazeleme” frekansı olarak isimlendirilir. Değerin yüksek olması görüntü kalitesini ciddi ölçüde artıracaktır. Değer düşük olursa monitörde gözü yoran kıpraşımlar daha da fazla olacaktır.

Renkli monitörlerde renklerin oluşması için üç temel renk (kırmızı-yeşil-mavi) kullanılır. Her renk için elektron tabancası içerisinde bir ışın demeti oluşturan eleman vardır. Ayrıca ekran yüzeyi de üç ayrı renkten oluşan fosfor tabakasından oluşur. Bu tabakalar delikli bir maskenin arasından aydınlatılır. Hassas bir şekilde ayarlanan bu deliklerde her renge ait ışın demeti sadece o renge çarpar.

Monitördeki her nokta üç ayrı renkteki fosfor damlacığından oluşur. Bu üç fosfor damlacığı da bir araya gelerek “pixel” leri oluşturur. Birbirine en yakın aynı renkteki iki noktanın merkezleri arasındaki uzaklığa “dot pitch” denir. Nokta aralığı anlamına gelen bu ifadenin bu günkü değerleri 0.24 mm ile 0.28 mm arasında değişmektedir. Bu değerlerin küçük olması görüntü kalitesinin artması anlamına gelir.

LCD Monitörler
LCD (Liquid Cyristal Diode) monitörlerde görüntü sıvı kristal diyotlar yardımıyla sağlanmaktadır. Bu diyotlara gerilim uygulandığında, içlerindeki moleküllerin polarizasyonu değişmekte ve beraberinde de diyodun geçirgenliği değişmektedir. Bu duruma dijital saatlerde de rastlamaktayız. Normalde şeffaf olan bu diyotlara gerilim uygulandığında geçirgenliklerini kaybederler ve siyaha dönerler. Renkli LCD monitörlerde ise çok ufak ve birden fazla diyot kamanı kullanılarak görüntü alınmaktadır.
LCD monitörler DSTN ve TFT olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ucuz olan ve “passive matrix” teknolojisini kullanan DSTN (Dual-Scan Twisted Nematic)’ler çözünürlükleri ve görüş açıları TFT’lerden düşük olan monitörlerdir. Bu monitörler genelde dizüstü bilgisayarlarda kullanılmaktadır. TFT (Thin Film Transistor)’ler ise “active matrix” adı verilen ve görüntüyü daha parlak ve keskin gösteren bir teknoloji kullanırlar. TFT’lerde her piksel bir ya da dört transistör tarafından kontrol edilir ve bu sayede flat panel ekranlar arasında en iyi çözünürlüğü sunarlar.
Interlaced ve Non-Interlaced Monitör
Interlaced monitörlerde önce tek satırların daha sonra da cift satırların tazelendiği bir tarama şekli kullanılmaktadır. Bu yöntem ekran çözünürlüğünü artırmak için uygun bir yöntemdir, fakat ekranda titreşime sebep olunmaktadır.

Non-interlaced monitörlerde ekranın üstünden altına doğru bir döngü ile her satır tazelenir. Bu olay titreşimi azaltmaktadır ve günümüzde bu tip monitörler kullanılmaktadır.

256, Yüksek ve Gerçek Renkler
Monitörde görüntülenen renk sayısı ekran kartının hafızası ile ilgilidir. 256, yüksek ve gerçek renk terimleri renk bilgisini depolamak için kullanılan bit sayısını ifade eder. Bit sayısının fazlalığı, renk sayısının ve aynı zamanda video RAM’in fazlalığı demektir.

256 renk 8 bit’i kullanır ve ekranda sadece 256 farklı renk görünür. Yüksek (high) renk 16 bit’i kullanır ve ekranda 65536 (64K) renk görüntülenir. Gerçek (true) renk 24 bit kullanır ve ekranda 16 milyon ren görüntülenir. 16 ve 24 bit arasındaki fark insan gözü tarafından algılanmaz.

Ekran kartı için gereken video RAM miktarı şu şekilde formüle edilebilir:

yatay çözünürlük x dikey çözünürlük x 1 pixel için gereken byte miktarı = ekran kartında bulunması gereken minimum ram miktarı (byte)

16 renkte: 1 pixel için 0,5 byte

256 renkte : 1 pixel için 1 byte

64K renkte: 1 pixel için 2 byte

16,7 milyon renkte: 1 pixel için 3 byte gerekir.

Mesela: 16,7 milyon renk ve 1024 x 768 çözünürlük için;

1024 x 768 x 3 = 2,359,296 byte = 2,4 MB (yaklaşık) video RAM gerekmektedir. Dolayısıyla piyasada bu sınırın üzerinde 4 MB ekran kartı bulunduğundan en azından bunun kullanılması gerekmektedir.

Cd – Dvd RW Nedir ?

Optik okuyucu olarak ta bilinirler. Sonundaki RW (read-white) terimlerinin türkçe karşılığı okuma ve yazmadır. Yani hem cd yazar hem cd okur.  Sadece CD-R yazıyorsa sadece okur. CD-RW de ise hem okur hem yazar. Aynı mantık DVD’de de geçerlidir. DVD ile CD arasındaki fark ise kapasite farkıdır. Bir cdye 700 mb. veri yazılabiliyorken bir dvdye 4.7 GB veri yazılabilir. Çift katmanlı DVDlerde ise bu boyut 8 GB ve üzeridir.

Kasa Nedir ?

Bilgisayar kasasını bilgisayarın kabuğu ve iskeleti olarak düşünebiliriz. Kasa, içerideki parçaları dışardan gelen etkilere karşı koruduğu için kabuğa, içine yerleştirilen parçalara destek olduğu ve onlar için askı görevi gördüğü için isketelete benzetilebilir.

Kasa alırken neye dikkat etmeliyim? İyi bir kasa, hem bilgisayarınızın mevcut parçalarını rahatlıkla içinde barındırabilecek bir kasa olmalıdır, hem de orta vadede bilgisayarınıza ekleyeceğiniz başka parçalar için yere sahip olmalıdır (fazladan bir sabit sürücü, CD yazıcı, DVD sürücü gibi). Ayrıca iyi bir kasanın soğutma sisteminin de iyi olması gerekmektedir. Çünkü donanımsal parçalar sıcağa gelemez.

Yazici Nedir ?

Yazicilar, bilgisayar ortaminda üretilen sekil, grafik ve yazilarin kagida aktarilmasini saglayan araçlardir.

——————————————————————————–

Her yazici, kendine özgü bir mikroislemci ve sinirli sayida karakter depolamasina olanak saglayan bir tampon bellek tasir.

Yazicilarin siniflandirilmasinda temel ölçüt, karakterlerin basiminda kullanilan teknolojik farkliliktir. Bir yazicinin kalitesini belirleyen ölçütler ise, baski hizi ve birim alandaki nokta yogunlugudur. Renkli baski yapabilmesi de yazici kalitesini belirleyen bir ölçüt haline gelmektedir.

Baski hizi, saniyede basilan karakter sayisi ya da lazer yazicilarda oldugu gibi, dakikadaki sayfa sayisi ile ölçülür.

Çesitli türdeki yazicilar bilgisayara paralel ya da seri olarak baglanabilir. Bu baglantiyi saglayan arabirimler vardir. Seri baglanti, halen bazi yazicilarda kullanilmasina ragmen, çok yavas oldugu için, daha hizli olan paralel baglanti tercih edilmektedir. Bilgisayar-yazici baglantisinda, veriler tek yönlü (bilgisayardan yaziciya) olarak iletilir. Bilgisayar ile yazici arasinda bilgilerin yani sira kontrol isaretleri de yollanmaktadir. Bu isaretler kullanilarak, yazici ile bilgisayar arasinda senkronizasyon ve islem durumlari hakkinda bilgi alis verisi saglanir. Örnegin, yazicida kagidin bittigi bilgisayara bildirilerek, kullanilan programin kullaniciyi uyarmasi saglanir. Yazici teknolojileri, gün geçtikçe daha hizli, daha çok renk verebilen, daha çok noktadan olusan ve kaliteli çikis verebilen ürünler ortaya koyabilmek için yarismaktadir. Yazicilar, farkli ihtiyaçlari karsilayabilecek sekil ve modellerde üretilmektedir. Bunlar, nokta vuruslu (matris), mürekkep püskürtmeli (InkJet) ve lazer yazicilardir. Nokta Vuruslu (Matris) Yazicilar: . Yazici türleri içinde en yaygin kullanilanidir Igneli yazici olarak da bilinir. Nokta vuruslu yazicilarin yazma kafasi, bir matris seklinde dizilmis küçük ignelerden olusur. Nokta vuruslu yazicilarda bir karakterin kagida basilmasi, yazma kafasi içindeki ignelerin bilgisayardan gelen sinyallere bagli olarak hareket etmesi ile olusur. Igneler, elektro miknatislarin yardimi ile öne çikarak, gergin duran mürekkepli bir serit üzerinden nokta nokta vuruslarla bir karakteri tanimlar. Bu sekilde, serit üzerinden kagida karakter basilmis olur. Bu yazicilarda kaliteyi belirleyen faktör yazma kafasi içindeki ignelerin sayisidir. 9, 18 ve 24 ignelik yazicilar bulunmaktadir. Bugün 9 ve 18 igneli yazicilar da kullanilmakla birlikte, 24 igneli matris yazicilar daha çok tercih edilmektedir. Igne sayisinin artisi, tek bir karakteri daha fazla nokta vurusu ile olusturmayi, dolayisiyla birim alana daha fazla nokta sigdirabilmeyi saglar. Bu ise, igne sayisinin artmasi ile kalite arasindaki paralelligi ortaya koymaktadir. 9 igneli yazicilarda ortalama çözünürlük, 216 x 240 dpi (dot per inch/ inç basina nokta sayisi) kadardir. Tüm yazicilarda oldugu gibi nokta vuruslularda da bir tampon bellek bulunmaktadir. Nokta vuruslular için bu bellek genel olarak 4KB ile 32KB arasindadir. Karakter çesitliliginin olusturulmasi, bold karakterler için, ayni alana ignelerin çift vurus yapmasi ile, italik harfler için ise, farkli bir igneler matrisi kullanilmasi ile gerçeklesir. Bu nedenle matris yazicilarda karakter (font) sayisi çok azdir. Son yillarda nokta vuruslu yazicilarin renkli olanlari da üretilmistir. Yazma seritleri birkaç renkten olusan bu modeller, özellikle renk gerektiren grafikler için kullanilir. Genellikle kirmizi, sari ve mavi bantlar tasiyan serit, degisik renkler gerektiginde, ikinci bir motor yardimi ile asagi yukari hareket ettirilir. Ancak bu sekilde iyi bir renk kalitesi alma olanagi yoktur. Renkli matris yazicilar, yogun renk kalitesi gerektirmeyen islerde kullanilabilir. Nokta vuruslu yazicilar, normal kagit kullanabilmelerinin yansira, kenarlarinda delikler bulunan ve “sürekli form” adi verilen özel kagitlara da baski yapabilmektedir. Nokta vuruslu yazicilar, fatura kesmek gibi çok kopya gerektiren baski islemleri için idealdir. Mürekkep Püskürtmeli (InkJet) Yazicilar: Bu yazicilar, yazma kafalari delikler matrisinden olusan yazicilardir. Bu yazicilarin yazma kafasinin ardinda özel bir mürekkep içeren hazne bulunur. Bu hazneye kartus adi verilir. Kartustaki mürekkebin özelligi ise, manyetize edilebilmesidir. Bilgisayardan gelen komutlara bagli olarak haznenin belli bölgeleri manyetize edilir. Içerdeki sivi mürekkep, bu bölgelere denk düsen deliklerden disari firlatilir. Isitilarak firlatilan mürekkep kabarcigi dogrudan dogruya kagit üzerine yapisir. Mürekkep püskürtmeli yazicilar, yazma kafasi bakimindan, igneler matrisinden olusan nokta vuruslu yazicilardan temel olarak ayrilirlar. Diger yandan nokta vuruslu yazicilar ile benzesen yönleri de vardir. Bunlardan ilki özellikle mürekkep kullanma sekilleridir. Digeri ise yazilari karakter karakter basmalaridir. Püskürtmeli yazicilarin nokta vuruslulara göre en önemli üstünlükleri baski kaliteleridir. Ancak yine de bir lazer yazici kadar iyi baski yapamamaktadir. Nokta vuruslularda oldugu gibi, karbon kagidi ile baski çogaltmaya olanak vermez. Mürekkep püskürtmeli yazicilarda renkli baski da yapilabilmektedir. Temel üç renk, üst üste ayni noktaya basildiginda diger renkler elde edilir. Bazi modeller disinda renkli ve siyah kartuslar ayri ayri bulunmaktadir. Mürekkep püskürtmeli yazicilarin çözünürlügü ise, 75 ile 600dpi arasinda degismektedir. Püskürtmeli yazicilarda bulunan tampon bellek, l6KB ile 4MB arasindadir. Lazer Yazicilar: Lazer yazicilar, su ana kadar üretilenler içinde, hizli ve kaliteli baski yapabilen, en iyi yazicilardir. Üretildiginden beri masaüstü yayincilik alaninda vazgeçilmez bir araçtir. Bu yazicilardan, matbaa kalitesinde çikis alinabilmektedir. Özellikle aydinger ya da asetat üzerine çikis alinabilmesi önemli bir özelligidir. Çünkü bu yolla baski öncesi hazirlik asamalarinin yerine getirilmesi saglanabilmektedir. Lazer yazicilar, fotokopi makinelerine benzemektedir. Lazer yazicilarda da fotokopi makinelerinde oldugu gibi toner kullanilmaktadir. Toner tanecikleri, bilgisayardan gelen veriler yardimi ile kagit üzerine basilir. Herbir toner taneciginin bir noktadaki yogunlugu çözünürlügü ifade etmektedir. Çözünürlük, dpi (dot per inch/ inç basina nokta sayisi) olarak gösterilen bir degerdir. Bugün yaygin olarak 600 dpi’lik lazer yazicilar kullanilmaktadir.

Yazicinin belleginde olusturulan sayisal sayfa görünümü, lazer tabancasi yardimi ile tambur üzerine aktarilir. Tamburun, lazer isiniyla manyetize edilen bölümlerine toner yapisir. Bu sekilde, tambura degen kagit üzerinde, istenilen karakter ve grafikler olusur.

Lazer yazicilarin sessiz çalismalari, kalite ve hizlarinin yaninda en büyük özellikleridir. Lazer yazicilarin bir dezavantaji, sürekli form kullanamamasidir.

Bu yazicilarin hizi, ppm (page per minute/dakikadaki sayfa sayisi) ile ölçülür. Diger yazicilarda oldugu gibi lazer yazicilar da bir mikroislemci ve bellek tasimaktadir. Bellek 512KB ile 4MB arasinda degismektedir.

Lazer yazicilarin renkli baski yapabilenleri de üretilmektedir.

Webcam Nedir ?

Türkçe’ye web kamerası şeklinde çevrilen “WebCam” cihazları, yetenekleri sınırlı bir dijital video kamera olarak tanımlanabilir. Pahalı ve büyük bir dijital kameranın sunduğu bazı avantajlardan mahrum olan web kameraları, herşeye rağmen çok sayıda kullanıcının görüntü kaydı için yararlanabilecekleri kullanışlı birer araçtırlar.

Günlük kullanım için fazlasıyla yeterli olan “WebCam” ile klasik bir video kamera (CamCorder) arasındaki en temel fark ise şudur: Bir web kamerası ile gittiğiniz bir tatil bölgesini kaydedemezsiniz; çünkü bu cihazlar çalışmak için bir bilgisayara ihtiyaç duyarlar. Şarjlı veya fotoğraf çekebilen modelleri çıksa da, web kameraları temel olarak bilgisayarlara mahkumdurlar. Klasik video kameralarda ise bu tür bir sınırlama yoktur. Ek olarak, web kameralarının görüntü kalitesi doğal olarak sınırlıdır. Bazen fiyatları düşük tutmak için, bazen de daha fazlasına ihtiyaç olmadığı düşünüldüğü için, web kameralarının kayıt yetenekleri çok yukarılara taşınmaz.

Klavye Nedir ?

Klavye, üzerinde harf, rakam, özel karakterler ve özel fonksiyon tuşlarının bulunduğu bir bilgisayar giriş birimidir. Bilgisayar temelde klavye aracılığıyla yönlendirilir ve kumanda edilir. Klavyenin tuşlarına basıldığında, basılan tuşun kodu bilgisayarın CPU’su tarafından değerlendirilmek üzere belleğe aktarılır ve yankısı yada neticesi ekrana gelir. Klavyeler üzerindeki harf tuşlarının diziliş şekline göre F veya Q tipi olurlar. Farklı firmaların ürettiği klavyelerde bazı farklı tuşlar bulunabilir.
Klavyenin üzerinde bulunan bazı tuşlar, ekrana bir karakterin yazılmasına neden olmazlar. Çünkü bu tuşlar bir görüntüden öte bir etki oluştururlar. Ancak bu tuşların işlevleri programdan programa değişiklik gösterebilir. Örneğin bir çok programda F1 tuşuna basıldığı zaman o sırada çalışan program veya yapılan işleme bağlı olarak ekrana yardımcı bilgi getirilmektedir.

Enter tuşu : Bilgisayara bir işi yapmasını söylemek, bir komutu çalıştırmak için kullanılır. Kelime işlemcilerde ise yeni bir paragrafa geçmeyi sağlar.
Esc (Escape) tuşu : O sırada yapılan işi yarıda kesmek, vazgeçmek veya geriye dönmek amacıyla kullanılır. Windows uyumlu programlarda Esc tuşu genellikle iptal düğmesini temsil eder.
Fonksiyon tuşları : Bu tuşlar belirli bir işlemi çabucak yapmak için kullanılır. Örneğin F1 tuşu çoğu programda yardım bilgilerini ekrana getirir.
Tab tuşu : DOS ortamında bu tuşa basıldığı zaman imleç veya ekleme noktası 5 karakter genişliği kadar sağa gitmektedir. Başka bir deyişle DOS ortamında 5 kez boşluk tuşuna basmak yerine bir kez tab tuşuna basmak aynı etkiye sahiptir. Kelime işlem programlarına paragraf girintisi için, windows’ta iletişim kutusu pencerelerinde ise düğmeler arası geçişte kullanılır.
Caps Lock tuşu : Bu tuşa bir kez basınca (klavyenin sağ üst köşesinde ilgili ışık yanar ve) klavyeden hep büyük harf girebilirsiniz. Bir kez daha basarsanız, yine küçük harf moduna geçilir.
Shift tuşu : Bu tuşa bir harf tuşu ile birlikte basıldığında, o harfi büyük yazmakta veya bir rakam tuşu ile birlikte basıldığında ise o rakam tuşunun üst kısmında belirtilen özel karakteri yazmaktadır.

Ctrl ve Alt Tuşları : Başka tuşlarla birlikte aynı anda bastığınızda, belirli işlemleri yapmaya yarar. Örneğin bazı programlarda Ctrl+S dosyayı kaydeder, Ctrl+Alt+Del bilgisayarı resetler.
Alt Gr tuşu : Q dizilişine sahip klavyelerde Türkçe’ye özgü ç,ş,ü ve ö gibi harflere yer bulabilmek için bazı tuşlara 3. bir görev verilmektedir. Bu 3. görevi kullanabilmek Alt Gr tuşu basılı iken söz konusudur.
Windows tuşu : Bu tuş Windows işletim sistemlerinde “Başlat” menüsünü açar. Ayrıca başka tuşlarla birlikte kısa yol tuşu olarak kullanılır. Klavyenin sol alt köşesinde Ctrl ile Alt tuşları arasındadır.
Sağ fare tuşu : Windows’ta sağ fare tuşu ile aynı görevi görür. Klavyedeki yeri boşluk tuşunun sağındaki Ctrl tuşunun solundadır. Bu arada Ctrl, Shift ve Enter tuşları kullanım kolaylığı düşünülerek klavye üzerinde ikişer adettir.
Back Space (Geriye Silme) tuşu : Klavyede rakamların bulunduğu sırada en sağda olan bu tuş, ışıklı göstergenin(imlecin) solunda bulunan karakteri silmek için kullanılır. İmlecin solundaki karakter silindiği için sağında bulunan bütün karakterler bir karakter genişliği kadar sola kayarlar.
Del (Delete) tuşu : Del tuşu ise imlecin sağındaki karakteri siler.
İns (İnsert) tuşu : İnsert tuşu açık/kapalı mantığıyla çalışır. İnsert açıkken yazılan karakterler sağdaki karakteri ileri doğru iterek araya yerleşir. İnsert kapalı iken ise yazdığımız karakterler daha önceki karakterlerin üstüne yazılır.
Home tuşu : Bu tuş satırın başına gitmemizi sağlar.
End tuşu : Bu tuş satırın sonuna gitmemizi sağlar.
Page Up tuşu : Bu tuş bir sayfa yukarı çıkmamızı sağlar.
Page Down tuşu : Bu tuş bir sayfa (bir ekran görüntüsü kadar) aşağı inmemizi sağlar.
Pause tuşu : Bu tuş yapılan işlemin bir tuşa basana kadar durdurulmasını sağlar. Bir tuşa basınca işlem kaldığı yerden devam eder.
Print Screen tuşu : DOS ortamında çalışırken bu tuşa basmanız halinde o sırada ekranda ne görülüyorsa yazıcıya gönderilir. Windows ortamında bu tuşa bastığınızda yine ekranın resmi çekilir. Ancak ekranın resmi yazıcı yerine, geçici bilgi saklama ortamı olan ve Pano adı verilen ortama aktarılır. Daha sonra panoda saklanan resmi Paint gibi bir boyama programına aktarıp istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
İmleç tuşları : Bu tuşlarla imleci ekranda istediğiniz yere ***ürebilirsiniz.
Nümerik klavye : Num Lock ışığına bağlı olarak, buradan rakamları girebilir veya imleci kontrol edebilirsiniz. Num Lock ışığını “Num Lock” tuşu yakar veya söndürür.
Bunlardan başka yeni tip klavyelerde Sleep(Stand-by/Bekleme uyuma modu), Power (açma-kapama) gibi bazı tuşlar da vardır.

Mouse Nedir ?

Fare, avuç içinde tutulan, hareketleri ekrandaki, imlecin hareketlerini kontrol eden, bilgi giriş aygıtıdır. Fare modeline göre üzerinde bir veya daha fazla sayıda tuş ve tekerlek bulunabilir. İlk bilgisayar faresi 1964 yılında Douglas Engelbart tarafından yapıldı. Fare el hareketlerini mekanik, LED’li optik, laserli optik yöntemle algılayabilir. Fare elde ettiği bilgileri bilgisayara kablo, kızılötesi, radyo dalgalar veya Bluetooth ile aktarabilir.

Programın yapısına göre bazen menü seçmek veya ekran içerisinde çalışılacak noktaya gidebilmek klavyedeki gösterge tuşlarıyla uzun zaman alabilir. Bu işlemin hızlandırılmasında görev alır.