Anakart Nedir ?

Her ne kadar genellikle bilgisayara özgü bir parça olarak da bilinse, anakartlar televizyonlardan bilgisayarlara kadar bir yelpazede değişik elektronik cihazlarda bulunmaktadır. Basit bir şekilde ifade edecek olursak, anakart bilgisayarınızın bütün parçalarının ve çevre birimlerinin bağlandığı ve bu birimlerin arasındaki iletişimi sağlayan elektronik devredir. Anakart, bilgisayarı ilk açtığınızda çalışan yazılım olan BIOS’u (Basic Input/Output System) barındırır. Diğer parçalar doğrudan üzerine “takılır” (İşlemci, RAM, sabit sürücü, ekran kartı gibi).

Anakartlar arasında ne farklar vardır? : Piyasada değişik marka ve türlerde pek çok anakart vardır, peki doğru anakartı nasıl seçeceksiniz? Değişik anakartlar değişik parçaları değişik şekillerde desteklemektedirler. Bu nedenle, kuracağınız sistemin genel gereksinimlerini belirlemeniz, doğru anakartı seçebilmeniz için önemlidir.

Anakartınızı seçerken : Her şeyden önce, alacağınız anakart, alacağınız kasanın içine sığmalıdır, bu yüzden kasayı ve anakartı, boyutları birbirine uyacak şekilde seçmelisiniz. Sıradaki soru, anakartınızın ne tür işlemcileri destekleyeceğidir. Intel ve AMD, en büyük iki işlemci üreticisidir ve ürettikleri işlemciler fiziksel olarak farklı yapılara sahip olduklarından, birini destekleyen bir anakartın, diğerini desteklemesi mümkün değildir. Buna ek olarak, her anakart da bir işlemci üreticisinin ürettiği her işlemciyi destekleyemez, o yüzden gereksinim duyduğunuz işlemciyle çalışabilecek bir anakart seçmelisiniz. Düşünmeniz gereken diğer bir etken, ne kadar RAM kullanmak isteyeceğinizdir. Anakartınızı alırken, bugün gereksinim duyacağınız RAM miktarının iki katını destekleyen bir anakart seçmeniz uygun olacaktır. Bu sayede gelecekte anakartınızı değiştirmeden bir RAM yükseltmesi yapma şansınız olur. Anakartı seçerken dikkat edeceğiniz bir diğer etken ekran kartıdır. Yüksek grafik kalitesine sahip programlar ya da oyunlarla ilgilenmeyecekseniz, anakartla bütünleşik bir ekran kartı sizin için yeterli olabilir ancak grafik kalitesi yüksek programlar için ayrı bir ekran kartı satın almanız daha uygun olabilir. Bu durumda, seçeceğiniz anakartın bu ekran kartını destekleyip desteklemeyeceğini kontrol edin (örneğin, ekran kartlarının daha çok takıldıkları slot olan AGP slotu var mı?).

Son söz : Yeni bir bilgisayar alırken izleyeceğiniz en sağlıklı yol, güvenilir bir parça satıcısıyla görüşüp, gereksinimlerinizi ortaya koymanız ve alacağınız bilgisayarı onun da öğütleri doğrultusunda oluşturmanızdır. Bu sayfadaki bilgiler, size sadece genel bir fikir vermesi açısından bir araya getirilmişlerdir.

Islemci Nedir ?

İşlemci, ya da MİB (Merkezi İşlem Birimi) (ingilizce adı CPU – Central Processing Unit), bilgisayarın beyni diyebileceğimiz parçasıdır. Bilgisayarın gerçekleştirdiği işlemlere temel oluşturan hesaplamaları yapan parçadır.

Ne tür bir işlemci seçmeliyim? Seçeceğiniz işlemcinin modeli ve hızı (saniyede gerçekleştirebildiği işlem sayısı), bilgisayarınızla ne tür bir çalışma yapacağınızla ilgilidir. Özellikle grafik kalitesi yüksek oyun ya da mimarlık ve mühendislik programları, bu yüksek kaliteli grafikleri ortaya çıkarmak için yüksek işlemci kapasitesine ihtiyaç duymaktadırlar. İşlemcinizi seçmeden önce yapacağınız en doğru şey, bilgisayarını sizin kullanacağınız amaçla kullandığını düşündüğünüz arkadaşlarınızın işlemcilerinin performanslarından memnun olup olmadıklarını araştırmaktır. Sizin için en sağlıklı bilgiyi ortaya koyacak olan bu tür bir tecrübedir.

Hard Disk Nedir ?

Sistem bellekleri (RAM) sakladıkları bilgileri PC’nizi kapattığınızda saklayamaz. Sistem belleklerinin bu özelliğinden dolayı güç kullanmadığı halde veri saklayabilecek donanımlara ihtiyacı vardır. İşte bu ihtiyacı sistemde sabit disk sürücüler karşılar. Sabit diskler bilgisayarınızı açtığınızda işletim sistemini ve diğer yazılımları sistem belleğine yükler ve kalıcı olarak saklamaya karar verdiğiniz bilgileri PC’niz kapalı bile olsa korumaya devam eder. Sabit diskler saklanması gereken verileri disk üzerinde manyetik değişim gerçekleştirerek yazarlar. Sabit diskleri incelerken mekanik kısım ve hareketli parça içermeyen elektronik kısım olarak ele almak yerinde olur. Hareketli parçalar sabit disk sürücülerinin çalışmasını engelleyen toz ve diğer etkenlerden korumak amacıyla havası izole edilmiş bir bölme içinde yer alır. Sabit disk sürücülerindeki hareketli parçalar mil, manyetik diskler, okuyucu/yazıcı kafalar, kafaların yerleştirildiği kollar ve kollara hareket veren sistemdir. Verilerin yazıldığı kısım ise disklerdir. Disklerin üzerine yazılan verinin yoğunluğu sabit disklerin veri saklama kapasitesini performansını olumlu yönde etkiler. Disklerin en önemli bölümleri diski oluşturan sert alt tabaka ve üstteki manyetik tabakadır. Bu önemli tabaka için üretici firmalar sabit disk tasarımlarında çeşitli materyaller kullanırlar.
Disk yüzeyindeki pürüzsüz düz tabaka için eski sabit disk sürücülerinde manyetik oksit kullanılırdı. Manyetik oksit şu an kullanılan ince manyetik film tabakasına göre daha kalın ve çabuk bozulan bir tabakaydı. Günümüzde ısıya dirençli ve daha ince disklerin yapılabilmesine imkan veren özellikleri açısından cam esaslı diskler alüminyum olanlara alternatif oluşturuyor. Artık manyetik tabakasının yerini filmsi ince manyetik tabakalar almış durumda. Sabit disk sürücülerinin en hassas mekanizmalarından birini kafaların diski çizmeden çok yakın biçimde okuma ve yazma yapabilmesi teşkil eder. Diskler mil üzerinde yüksek hızda dönmeye başladığında kaydırıcıların altından geçen hava akımı okutucu/yazıcı kafaların disklere sürtmeden havada asılı kalmasını sağlarlar. Disklerin üzerindeki manyetik yüzeye neredeyse değecek biçimde duran okuyucu/yazıcı kafa ile manyetik yüzey arasındaki mesafe günümüz sabit disk sürücülerinde 0.07 mm’den bile daha azdır. Kafaları disk üzerinde okunacak yada yazılacak bölgeye götüren ve çok hızlı çalışan kısım ise ‘Actuator’ adındaki kısımdır. Kafalar kaydırıcılara ve kaydırıcılar da kollara bağlı olmak üzere birlikte Actuator’a bağlıdırlar. Hoparlörlerdeki ses üreten manyetik bobine çok benzer biçimde çalışan Actuator adeta ses üreten bir bobin kadar hızlı biçimde kafaları diskler üzerinde içeri ve dışarı yönde hareket ettirir.
Hızla dönen diskler üzerinde okuyucu/yazıcı kafalar, mantık yani kontrol ünitesinden gelen sinyallere göre hareket ederler.
Mantık ünitesi yani elektronik kısım bilgisayarla sabit disk arasındaki veri alışverişini ve hareketli parçaların kontrolü görevini yürütür.

Ekran Karti Nedir ?

Ekran kartı, bilgisayarın yaptığı işlemlerin sonuçlarını, CRT monitörler, LCD monitörler ya da projeksiyon cihazları üzerinden bizim algılayabileceğimiz şekilde görüntülere dönüştüren bilgisayar parçasıdır.

Bütünleşik ekran kartı nedir? Bütünleşik ekran kartı, ekran kartının anakart üreticisi tarafından anakartla bütünleşik olarak üretilmesidir. Bu durumda ekran kartı genellikle kötü 3 boyutlu görüntü performansı ortaya koyar ve ihtiyaç duyduğu hafıza yükünü sistem hafızası (RAM) içerisinden alarak, sistemin kullandığı hafıza miktarını azaltır.

Ayrı olarak üretilen ekran kartları: Özellikle işlemci teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak 3 boyutlu oyunların daha çok geliştirilmeye başlanması ile, yüksek performanslı ekran kartlarına olan gereksinim de artmaya başladı. Kendi hafıza birimine (RAM) ve kendi işlemcisine, ve bazı durumlarda kendisine ait ayrı bir fana sahip olan ekran kartları üretilmeye başlandı. Günümüzde, oyun oynamak ya da mimarlık ve mühendislik projelerinde ihtiyaç duyulan çizimleri gerçekleştirmek için, ayrı bir ekran kartı almak, yüksek performans için genellikle daha uygun olmaktadır.

Ram Nedir ?

RAM, “Random Access Memory” (Rasgele Erişimli Bellek) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. RAM bilgilerin geçici olarak depolandığı bir hafıza türüdür. Bilgisayarlar genellikle o an üzerinde çalıştıkları programlar ve işlemlerle ilgili bilgileri RAM denen bu hafıza parçasında tutarlar. RAM ve sabit sürücü temel olarak aynı bilgileri saklarlar, ancak işlemcinin RAM’deki bilgilere erişme ve onları işleme hızı, sabit sürücüdeki bilgilere erişme ve onları işleme hızından çok daha büyüktür.

Ne kadar RAM’e ihtiyacım var? RAM ne kadar çok olursa o kadar yüksek performans elde edersiniz. Ancak genel bir prensip olarak, çalıştırmayı planladığınız programların minimum gereksinimlerinin 2 katını satın almak yoluna gidebilirsiniz. Çünkü programlarda belirtilen minimum RAM gereksinimleri, programı en düşük ayarlarla ve en düşük performansla çalıştıracağınız durum için düşünülmüşlerdir. Eğer bilgisayarınızda hızlı çalışmak istiyorsanız, RAM’e yatırım yapmalısınız.

RAM neden bu kadar önemli? Daha önce de belirttiğimiz üzere, bilgisayarın herhangi bir anda meşgul olduğu programlarla ilgili bilgilere hızlı bir şekilde ulaşması önemlidir. RAM miktarı ne kadar çok olursa, işlemci kullandığı bilgilerin o kadar fazla bir miktarını RAM’e yazabilir ve oradan okuyabilir, bu da bilgisayarınızın performansını arttırır.

Monitor Nedir ?

Monitörler bilgisayar ile kullanıcı arasındaki görüntülü iletişimi sağlayan çıkış aygıtlarıdır.

CRT Monitörler
Bir monitörün en önemli parçası çeşitli elektronik devrelerle birlikte CRT (Chatode Ray Tube – Katot Işınlı Tüp) denilen havası boşaltılmış ve ön yüzeyi binlerce fosfor noktacığından (dot) oluşan koni şeklindeki tüptür.

Bu tüpün geniş tarafı dikdörtgen şeklindedir. Diğer dar tarafında ise elektron tabancası bulunur.

Tabanca içerisindeki katot levhaları tel ızgaralar ile ısıtılır ve tüp içerisinde serbestçe dolaşan elektron bulutu oluşturulur. Negatif kutuplandırılan katotlar ile pozitif kutuplandırılan ekranın dış yüzeyi arasında büyük bir gerilim farkı oluşur. Bu durumda katotlarda oluşan elektronlar dış yüzeye doğru fırlar.

Sabit olarak yerleştirilen odaklama elemanları bu elektronları bir araya getirerek bir ışın halinde ekran orta yüzeyinde odaklar. Bu ışını ekranın istenilen taraflarına yönlendirmek için elektron tabancasının etrafında yatay ve dikey saptırma bobinleri bulunur. İşte bu ışının ön yüzeyde gezdirilmesi suretiyle ortaya görüntüler çıkar.

Ekran kartından sinyal geldiği müddetçe bu ışın monitörün sol üst köşesinden başlayarak fosfor ile kaplı ön yüzeyi tarar. Burada fosfor kullanılmasının sebebi son nokta taranıncaya kadar resmi ekranda tutmak içindir.

Elektron demetinin ekranı saniyede kaç defa taradığı ekran kartı tarafından belirlenir. Bu değer saniyede 50 ile 120 arasında değişir. Bu değerler “tazeleme” frekansı olarak isimlendirilir. Değerin yüksek olması görüntü kalitesini ciddi ölçüde artıracaktır. Değer düşük olursa monitörde gözü yoran kıpraşımlar daha da fazla olacaktır.

Renkli monitörlerde renklerin oluşması için üç temel renk (kırmızı-yeşil-mavi) kullanılır. Her renk için elektron tabancası içerisinde bir ışın demeti oluşturan eleman vardır. Ayrıca ekran yüzeyi de üç ayrı renkten oluşan fosfor tabakasından oluşur. Bu tabakalar delikli bir maskenin arasından aydınlatılır. Hassas bir şekilde ayarlanan bu deliklerde her renge ait ışın demeti sadece o renge çarpar.

Monitördeki her nokta üç ayrı renkteki fosfor damlacığından oluşur. Bu üç fosfor damlacığı da bir araya gelerek “pixel” leri oluşturur. Birbirine en yakın aynı renkteki iki noktanın merkezleri arasındaki uzaklığa “dot pitch” denir. Nokta aralığı anlamına gelen bu ifadenin bu günkü değerleri 0.24 mm ile 0.28 mm arasında değişmektedir. Bu değerlerin küçük olması görüntü kalitesinin artması anlamına gelir.

LCD Monitörler
LCD (Liquid Cyristal Diode) monitörlerde görüntü sıvı kristal diyotlar yardımıyla sağlanmaktadır. Bu diyotlara gerilim uygulandığında, içlerindeki moleküllerin polarizasyonu değişmekte ve beraberinde de diyodun geçirgenliği değişmektedir. Bu duruma dijital saatlerde de rastlamaktayız. Normalde şeffaf olan bu diyotlara gerilim uygulandığında geçirgenliklerini kaybederler ve siyaha dönerler. Renkli LCD monitörlerde ise çok ufak ve birden fazla diyot kamanı kullanılarak görüntü alınmaktadır.
LCD monitörler DSTN ve TFT olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ucuz olan ve “passive matrix” teknolojisini kullanan DSTN (Dual-Scan Twisted Nematic)’ler çözünürlükleri ve görüş açıları TFT’lerden düşük olan monitörlerdir. Bu monitörler genelde dizüstü bilgisayarlarda kullanılmaktadır. TFT (Thin Film Transistor)’ler ise “active matrix” adı verilen ve görüntüyü daha parlak ve keskin gösteren bir teknoloji kullanırlar. TFT’lerde her piksel bir ya da dört transistör tarafından kontrol edilir ve bu sayede flat panel ekranlar arasında en iyi çözünürlüğü sunarlar.
Interlaced ve Non-Interlaced Monitör
Interlaced monitörlerde önce tek satırların daha sonra da cift satırların tazelendiği bir tarama şekli kullanılmaktadır. Bu yöntem ekran çözünürlüğünü artırmak için uygun bir yöntemdir, fakat ekranda titreşime sebep olunmaktadır.

Non-interlaced monitörlerde ekranın üstünden altına doğru bir döngü ile her satır tazelenir. Bu olay titreşimi azaltmaktadır ve günümüzde bu tip monitörler kullanılmaktadır.

256, Yüksek ve Gerçek Renkler
Monitörde görüntülenen renk sayısı ekran kartının hafızası ile ilgilidir. 256, yüksek ve gerçek renk terimleri renk bilgisini depolamak için kullanılan bit sayısını ifade eder. Bit sayısının fazlalığı, renk sayısının ve aynı zamanda video RAM’in fazlalığı demektir.

256 renk 8 bit’i kullanır ve ekranda sadece 256 farklı renk görünür. Yüksek (high) renk 16 bit’i kullanır ve ekranda 65536 (64K) renk görüntülenir. Gerçek (true) renk 24 bit kullanır ve ekranda 16 milyon ren görüntülenir. 16 ve 24 bit arasındaki fark insan gözü tarafından algılanmaz.

Ekran kartı için gereken video RAM miktarı şu şekilde formüle edilebilir:

yatay çözünürlük x dikey çözünürlük x 1 pixel için gereken byte miktarı = ekran kartında bulunması gereken minimum ram miktarı (byte)

16 renkte: 1 pixel için 0,5 byte

256 renkte : 1 pixel için 1 byte

64K renkte: 1 pixel için 2 byte

16,7 milyon renkte: 1 pixel için 3 byte gerekir.

Mesela: 16,7 milyon renk ve 1024 x 768 çözünürlük için;

1024 x 768 x 3 = 2,359,296 byte = 2,4 MB (yaklaşık) video RAM gerekmektedir. Dolayısıyla piyasada bu sınırın üzerinde 4 MB ekran kartı bulunduğundan en azından bunun kullanılması gerekmektedir.

Cd – Dvd RW Nedir ?

Optik okuyucu olarak ta bilinirler. Sonundaki RW (read-white) terimlerinin türkçe karşılığı okuma ve yazmadır. Yani hem cd yazar hem cd okur.  Sadece CD-R yazıyorsa sadece okur. CD-RW de ise hem okur hem yazar. Aynı mantık DVD’de de geçerlidir. DVD ile CD arasındaki fark ise kapasite farkıdır. Bir cdye 700 mb. veri yazılabiliyorken bir dvdye 4.7 GB veri yazılabilir. Çift katmanlı DVDlerde ise bu boyut 8 GB ve üzeridir.

Kasa Nedir ?

Bilgisayar kasasını bilgisayarın kabuğu ve iskeleti olarak düşünebiliriz. Kasa, içerideki parçaları dışardan gelen etkilere karşı koruduğu için kabuğa, içine yerleştirilen parçalara destek olduğu ve onlar için askı görevi gördüğü için isketelete benzetilebilir.

Kasa alırken neye dikkat etmeliyim? İyi bir kasa, hem bilgisayarınızın mevcut parçalarını rahatlıkla içinde barındırabilecek bir kasa olmalıdır, hem de orta vadede bilgisayarınıza ekleyeceğiniz başka parçalar için yere sahip olmalıdır (fazladan bir sabit sürücü, CD yazıcı, DVD sürücü gibi). Ayrıca iyi bir kasanın soğutma sisteminin de iyi olması gerekmektedir. Çünkü donanımsal parçalar sıcağa gelemez.

Yazici Nedir ?

Yazicilar, bilgisayar ortaminda üretilen sekil, grafik ve yazilarin kagida aktarilmasini saglayan araçlardir.

——————————————————————————–

Her yazici, kendine özgü bir mikroislemci ve sinirli sayida karakter depolamasina olanak saglayan bir tampon bellek tasir.

Yazicilarin siniflandirilmasinda temel ölçüt, karakterlerin basiminda kullanilan teknolojik farkliliktir. Bir yazicinin kalitesini belirleyen ölçütler ise, baski hizi ve birim alandaki nokta yogunlugudur. Renkli baski yapabilmesi de yazici kalitesini belirleyen bir ölçüt haline gelmektedir.

Baski hizi, saniyede basilan karakter sayisi ya da lazer yazicilarda oldugu gibi, dakikadaki sayfa sayisi ile ölçülür.

Çesitli türdeki yazicilar bilgisayara paralel ya da seri olarak baglanabilir. Bu baglantiyi saglayan arabirimler vardir. Seri baglanti, halen bazi yazicilarda kullanilmasina ragmen, çok yavas oldugu için, daha hizli olan paralel baglanti tercih edilmektedir. Bilgisayar-yazici baglantisinda, veriler tek yönlü (bilgisayardan yaziciya) olarak iletilir. Bilgisayar ile yazici arasinda bilgilerin yani sira kontrol isaretleri de yollanmaktadir. Bu isaretler kullanilarak, yazici ile bilgisayar arasinda senkronizasyon ve islem durumlari hakkinda bilgi alis verisi saglanir. Örnegin, yazicida kagidin bittigi bilgisayara bildirilerek, kullanilan programin kullaniciyi uyarmasi saglanir. Yazici teknolojileri, gün geçtikçe daha hizli, daha çok renk verebilen, daha çok noktadan olusan ve kaliteli çikis verebilen ürünler ortaya koyabilmek için yarismaktadir. Yazicilar, farkli ihtiyaçlari karsilayabilecek sekil ve modellerde üretilmektedir. Bunlar, nokta vuruslu (matris), mürekkep püskürtmeli (InkJet) ve lazer yazicilardir. Nokta Vuruslu (Matris) Yazicilar: . Yazici türleri içinde en yaygin kullanilanidir Igneli yazici olarak da bilinir. Nokta vuruslu yazicilarin yazma kafasi, bir matris seklinde dizilmis küçük ignelerden olusur. Nokta vuruslu yazicilarda bir karakterin kagida basilmasi, yazma kafasi içindeki ignelerin bilgisayardan gelen sinyallere bagli olarak hareket etmesi ile olusur. Igneler, elektro miknatislarin yardimi ile öne çikarak, gergin duran mürekkepli bir serit üzerinden nokta nokta vuruslarla bir karakteri tanimlar. Bu sekilde, serit üzerinden kagida karakter basilmis olur. Bu yazicilarda kaliteyi belirleyen faktör yazma kafasi içindeki ignelerin sayisidir. 9, 18 ve 24 ignelik yazicilar bulunmaktadir. Bugün 9 ve 18 igneli yazicilar da kullanilmakla birlikte, 24 igneli matris yazicilar daha çok tercih edilmektedir. Igne sayisinin artisi, tek bir karakteri daha fazla nokta vurusu ile olusturmayi, dolayisiyla birim alana daha fazla nokta sigdirabilmeyi saglar. Bu ise, igne sayisinin artmasi ile kalite arasindaki paralelligi ortaya koymaktadir. 9 igneli yazicilarda ortalama çözünürlük, 216 x 240 dpi (dot per inch/ inç basina nokta sayisi) kadardir. Tüm yazicilarda oldugu gibi nokta vuruslularda da bir tampon bellek bulunmaktadir. Nokta vuruslular için bu bellek genel olarak 4KB ile 32KB arasindadir. Karakter çesitliliginin olusturulmasi, bold karakterler için, ayni alana ignelerin çift vurus yapmasi ile, italik harfler için ise, farkli bir igneler matrisi kullanilmasi ile gerçeklesir. Bu nedenle matris yazicilarda karakter (font) sayisi çok azdir. Son yillarda nokta vuruslu yazicilarin renkli olanlari da üretilmistir. Yazma seritleri birkaç renkten olusan bu modeller, özellikle renk gerektiren grafikler için kullanilir. Genellikle kirmizi, sari ve mavi bantlar tasiyan serit, degisik renkler gerektiginde, ikinci bir motor yardimi ile asagi yukari hareket ettirilir. Ancak bu sekilde iyi bir renk kalitesi alma olanagi yoktur. Renkli matris yazicilar, yogun renk kalitesi gerektirmeyen islerde kullanilabilir. Nokta vuruslu yazicilar, normal kagit kullanabilmelerinin yansira, kenarlarinda delikler bulunan ve “sürekli form” adi verilen özel kagitlara da baski yapabilmektedir. Nokta vuruslu yazicilar, fatura kesmek gibi çok kopya gerektiren baski islemleri için idealdir. Mürekkep Püskürtmeli (InkJet) Yazicilar: Bu yazicilar, yazma kafalari delikler matrisinden olusan yazicilardir. Bu yazicilarin yazma kafasinin ardinda özel bir mürekkep içeren hazne bulunur. Bu hazneye kartus adi verilir. Kartustaki mürekkebin özelligi ise, manyetize edilebilmesidir. Bilgisayardan gelen komutlara bagli olarak haznenin belli bölgeleri manyetize edilir. Içerdeki sivi mürekkep, bu bölgelere denk düsen deliklerden disari firlatilir. Isitilarak firlatilan mürekkep kabarcigi dogrudan dogruya kagit üzerine yapisir. Mürekkep püskürtmeli yazicilar, yazma kafasi bakimindan, igneler matrisinden olusan nokta vuruslu yazicilardan temel olarak ayrilirlar. Diger yandan nokta vuruslu yazicilar ile benzesen yönleri de vardir. Bunlardan ilki özellikle mürekkep kullanma sekilleridir. Digeri ise yazilari karakter karakter basmalaridir. Püskürtmeli yazicilarin nokta vuruslulara göre en önemli üstünlükleri baski kaliteleridir. Ancak yine de bir lazer yazici kadar iyi baski yapamamaktadir. Nokta vuruslularda oldugu gibi, karbon kagidi ile baski çogaltmaya olanak vermez. Mürekkep püskürtmeli yazicilarda renkli baski da yapilabilmektedir. Temel üç renk, üst üste ayni noktaya basildiginda diger renkler elde edilir. Bazi modeller disinda renkli ve siyah kartuslar ayri ayri bulunmaktadir. Mürekkep püskürtmeli yazicilarin çözünürlügü ise, 75 ile 600dpi arasinda degismektedir. Püskürtmeli yazicilarda bulunan tampon bellek, l6KB ile 4MB arasindadir. Lazer Yazicilar: Lazer yazicilar, su ana kadar üretilenler içinde, hizli ve kaliteli baski yapabilen, en iyi yazicilardir. Üretildiginden beri masaüstü yayincilik alaninda vazgeçilmez bir araçtir. Bu yazicilardan, matbaa kalitesinde çikis alinabilmektedir. Özellikle aydinger ya da asetat üzerine çikis alinabilmesi önemli bir özelligidir. Çünkü bu yolla baski öncesi hazirlik asamalarinin yerine getirilmesi saglanabilmektedir. Lazer yazicilar, fotokopi makinelerine benzemektedir. Lazer yazicilarda da fotokopi makinelerinde oldugu gibi toner kullanilmaktadir. Toner tanecikleri, bilgisayardan gelen veriler yardimi ile kagit üzerine basilir. Herbir toner taneciginin bir noktadaki yogunlugu çözünürlügü ifade etmektedir. Çözünürlük, dpi (dot per inch/ inç basina nokta sayisi) olarak gösterilen bir degerdir. Bugün yaygin olarak 600 dpi’lik lazer yazicilar kullanilmaktadir.

Yazicinin belleginde olusturulan sayisal sayfa görünümü, lazer tabancasi yardimi ile tambur üzerine aktarilir. Tamburun, lazer isiniyla manyetize edilen bölümlerine toner yapisir. Bu sekilde, tambura degen kagit üzerinde, istenilen karakter ve grafikler olusur.

Lazer yazicilarin sessiz çalismalari, kalite ve hizlarinin yaninda en büyük özellikleridir. Lazer yazicilarin bir dezavantaji, sürekli form kullanamamasidir.

Bu yazicilarin hizi, ppm (page per minute/dakikadaki sayfa sayisi) ile ölçülür. Diger yazicilarda oldugu gibi lazer yazicilar da bir mikroislemci ve bellek tasimaktadir. Bellek 512KB ile 4MB arasinda degismektedir.

Lazer yazicilarin renkli baski yapabilenleri de üretilmektedir.